
Avusturalya’da Bir
KARAMÜRSEL ÇOCUĞU.
Dünya Kupası’nda Avustralya adına görev yapan Türk asıllı Karamürselli hakem Hakan Anaz, Dünya Kupası’nda görev alması ve sosyal hayatı hakkında ilginç açıklamalarda bulundu.
HAKAN ANAZ KİMDİR?
Karamürselli olan Hakan Anaz, 1968 yılında Avustralya ‘nın Melbourne kentine göç eden bir ailenin çocuğu. Anaz, 1969 yılında dünya’ya geldi ve şuanda 45 yaşında. Hakan Anaz, Saadet Anaz ile evli ve Atakan ve Yasemin adında iki çocuğu var. 7 yaşından 23 yaşına kadar sporla ilgilenen Anaz, ardından spora hakemlikle devam etti. 21 senedir hakemlik mesleğini sürdüren Anaz’ın
esas mesleği ise muhasebe. Avustralya’nın vergi dairesinde muhasebe bölümünde görev yapan Anaz, yaşamını da Melbourne de sürdürüyor. Anaz öğrenim hayatında oldukça başarılı. Anaz üniversite okuduktan sonra master da yaptı ve yaşamını Avustralya’da sürdürüyor.
Hakemlik mesleğini seçmenizde etkili olan bir şey var mıydı?
7 yaşından itibaren sürekli spor ile uğraştım. Spor olarak da tutkusu olduğum futbol oynadım. 23 yaşına geldiğimde üst seviyelere kadar gidemeyeceğimi gördüm. Zaten 1. Lig’de oynadım. Ama Avustralya Süper Lig’de oynayamadım. Ben de bir karar verdim. Sporu çok seviyorum özellikle de futbolu çok seviyorum. İki seçeneğim vardı. Hakemlik yada antrenörlük yapacaktım. Bir arkadaşım vardı. Adı Ali 15-16 yaşlarında hakemliğe başlamıştı. O bana hakemlik yapmamı tavsiye etti. Bende tamam dedim ve hakemliğe başvurdum. 2-3 ay içerisinde lisansımı aldım ve maçlara çıkmaya başladım. Mesleğimi sevdim ve sonrasında hedefim oldu. Kokartımı aldım. Daha sonrasında kendime hedef koyarak daha çok çalıştım.
Hakemlikte unutamadığınız bir hatıranız var mı?
Tabiki de var. Dünya kupasına katılmak benim için onur verici bir durumdur. Özellikle de Brezilya’da olması benim için özel bir duyguydu. Bunu asla unutamam. Çünkü ilk maça çıktığımda o heyecan oranın atmosferi gerçekten çok fazla şeye değişmeyeceğim bir durum oldu.
Türkiye ile Avustralya’da ki hakemler arasında ki farklar var mı nelerdir?
Tabiki de farklar var. Türkiye’de futbol daha yüksek seviyede daha fazla para var ve bununla orantılı daha fazla imkan var. Yatırımları daha fazla yapıyorlar. Ama Avustralya’da biraz daha hırs ve mücadele gücü yüksek, Türkiye’de de var hırs ama daha az zaten bunun örneklerinden biri sizde gördünüz. Cüneyt Çakır, Tarık Ongun ve Bahattin Duran onlarda da gördük. Tecrübe, hırs, yetenek aynıdır ama Avustralya’da bir de sporu daha çok seviyorlar. Tek branşta değil yüzme, tenis her şeyi iyi başarabiliyorlar. Orada herkes spor yapıyor. Sabah akşam hep spor yapıyorlar. Bunun nedeni parklar, orada futbol yanında tenis sahaları yüzme yerleri var. Mesela benim çocuklarım sporla büyüdüler. Oğlum Atakan ilk olarak spor ile büyüdü. Ardından teniste yaptı. Taekwondo da yaptı. Arka arkaya değişik sporlar yaptı. Kızımda aynı şekilde, Avustralya spora biraz daha düşündür.
Dünya Kupasına ilk çağrıldığınızda neler hissettiniz?
Onu asla unutamam. Sanırsam bir Çarşamba günüydü. Salı günü bizim trio ile maçımız vardı ve o akşam çıktı. O akşam konuşmuştuk. Akşam 2-3 gibi E-Mail gelecekti. Bende tamam dedim. Çarşamba akşamı saat 5-6 civarında hakemim aradı beni erken olduğu için şaşırdım. O arada da eşim geldi eve Avustralya’da hava sıcak olduğu için onlar havuz gitmişlerdi. Onlar o an geldiğinde telefonu aldım. Dedi Hakan ne yapıyorsun, dedim hiç öyle oturuyorum. Antrenman yapmıştım. Sonrasında bana bir anda dedi ki Hakan Dünya Kupasına gidiyoruz. Ben bir anda bağırdım ve hoplamaya başladım. Kızım da benim kalp krizi geçirdiğimi sandı. Ben de ama o sevinçle çok bağırdım ve telefonda hakemime ben dedim seni sonra arayacağım ve kapattım. Kızım ne oldu dedi. Bende Dünya Kupasına gidiyorum dedim. Kızım ve eşimle sarıldık birlikte sevindik. Sonrası oğlum geldi ona da anlattım. Benim için çok güzel ama bir o kadar da duygusal bir andı asla unutamam.
Dünya Kupası’nın atmosferi nasıldı?
Süperdi kesimlikle muhteşemdi. İşte biz bir hafta önce gitmeden biraz heyecan başladı. Sidnei de uçağa bindiğimizde o heyecan biraz daha fazlalaştı. Rio da indiğimizde ise atmosfere baktık ve inanılmaz heyecanlandık. İlk maçı aldığımızda stada gittiğimizde ise mükemmel bir atmosfer vardı ki bir gün önce o statta antrenman yaptığımızda o statta o atmosferi biraz içimize çektik ve 24 saat sonra ilk maçımıza çıkacağımız sahada olmak süper bir duyguydu. Üç tane daha arkadaşımız ile birlikte yani diğer hakemler Benjamin Williams, Matthew Cream ile birlikte bu duyguyu almak süper birşeydi.
Dünya Kupası dönüşü çevrenizden ne gibi tepkiler geldi?
Avustralya’dan inanılmaz mesajlar geldi. Çok tebrik ettiler. Bundan önce Avustralya’da hakemler en fazla 3 maç yönettiler. Biz 3 maç yönettik ki ilk defa Avustralya’dan bir trio Dünya Kupası’nda grup maçlarından sonra ilk defa eleme maçı yönetti. Bunları herkes tebrik etti. Başkanımız mesaj gönderdi. Çok gururlandık sevindik. Bizim için çok güzeldi. İşe döndüğümde çoğu arkadaşım vergi dairesinde Yunanistanlıydı. Onlarda söylediler. Mesela Yunanistan maçına çıktığımızda tebrik ettiler ki o maçı kaybettiler ama olabilir. Bu bir futbol olabilir. Kazanmasını da kaybetmesini de biliyorlar. Bizim için kimsenin hakkını yememek ve çok güzel 3 maç yönetmek. Bizim için güzel bir duyguydu.
Kocaeli’de ki hakemler hakkında genel düşünceleriniz neler?
Bence ütün hakemler iyi niyetli. Art niyetli hakem yoktur. Ben şunu düşünüyorum Avustralya’da bir Türk olarak yeteneğimle emeğimle o yere kadar ulaştım. Emeğinizi verirseniz karşılığını kesinlikle alırsınız. Burada çok yetenekli ve iyi hakemler var. Bütün Kocaeli’de ki hakemler ile konuştum. Bunların içinde Mustafa Çulcu da vardı o da çok iyi bir kişi, kendisi ile 2001 de antrenman yaptık. Geçen gün gittiğimde sordum hatırladı ve o zaman ben kendisine FİFA Kokartı alacağımı söyledim. 2005’te aldım. Tebrik etti. Beni çok sıcak karşıladılar. Türkiye’de çok iyi ve Yetenekli hakemler var. İnşallah hak ettikleri yere ulaşırlar. Ayrıca hakem diyoruz ama yardımcı hakemleri unutmayalım. Türkiye’de Cüneyt Çakır diyoruz. Ama birde Tarık Ongun ve Bahattin Duran gibi iki hakem daha vardı Dünya Kupası’nda, onları da tebrik etmek lazım onlarda çok emek verdiler ve başardılar. Onlarda bir kadro olarak gittiler. Yarı finale kadar gittiler. Ben zaten onları da tebrik ettim. Biz bu Dünya Kupası’nda rekor kırdık. Dünya’nın en fazla hakemi Türkiye’den geldi. Sadece bizim ülkemiz başardı bunu. Her yerden üç Türkiye’den 4 hakem katıldı. Çalışırsak bizim millet olarak başaramayacağımız bir şey yok. Karamürsel Atatürk Stadyumu’nda antrenman yaptığım zamanlar herkese bunu söylüyorum. Özellikle gençlere söylüyorum. Çalışırsan ancak başarabilirsin.
Hakemlik dışında başka hobileriniz var mı?
Ailem ile vakit geçirmek. Zaten biliyorsunuz hakemliği bıraktım. Düşüncem olan en yüksek hedefte hakemliği bırakmak başarısına ulaştım. Ondan sonra bırakmak iyi bir karar oldu. Ama kondisyon olarak çok iyiyim. Ama ailemle biraz daha vakit geçirmek istiyorum. Senede bir geliyorum. İleride biraz daha fazla gelmek istiyorum. Kızım 14 yaşında onunla daha çok ilgilenmek istiyorum. Gezmek ve dediğim gibi daha çok ailemle vakit geçirmek istiyorum.
Hakemliği bıraktınız peki şimdi sporun içinde yer alacak mısınız?
Şuan var şöyle belirtiyim. Ben hakemliği bıraktığımda 2 adet E-Mail geldi. Biri Avustralya Merkez Hakem Komitesinden beni aradı ve dönüşte konuşmamız lazım dedi ve bana seni gözlemci olarak görmek istiyorum dedi. Asya Futbol Konfederasyonundan oranın hakem Müdürü kendisi E-Mail gönderdi. Gözlemci olmamı istedi. Dünya Kupasına giden bir hakemin tecrübesini gözlemci olarak devam ettirmesini istiyoruz dedi. Melbourne’de ki hakem komitesi de beni aradı ve dönüşte benle konuşmak istediler. Döndüğümde görüşeceğim. Ama gözlemcilik gibi bir hedefim var. Yeni hakemlere tecrübemi aktarıp o şekilde faydalı olmak isterim. İnşallah bu tecrübeyle onlarda ilerilere giderler.
Türkiye hakkında ki düşünceleriniz?
Ben Türkiye’yi çok seviyorum. Eşimle ve çocuklarımla beraber sık sık geliyorum. Uzaklarda oturuyorum ama burası benim memleketim. Ben Kocaeli özellikle de Karamürsel’i çok seviyorum. Zaten bir tek biz Avustralya’ya gittik. Bütün akrabalarım buradalar. Teyzelerim, Amcalarım eşimin akrabaları buradalar bizleri çok sıcak karşılıyorlar. İleride de inşallah daha sık daha uzun kalmak istiyorum. Emekli olup 6 ay yada 1 sene Türkiye’de kalmak istiyorum. Temelli de burada da kalmak istiyorum. Ama çocuklarımın eğitim hayatı orada o yüzden orada da kalmaya devam edeceğim. Benim elimde olsa ben burada temelli de kalmak isterim. Çünkü ben Türkiye’yi, Kocaeli’yi ve Karamürsel’i çok seviyorum.
07/10/2014 Kocaeli Manşet ten Alıntıdır.